2- Kişinin Güneş Doğana Kadar Uyuyup
1. İmran b. Husayn (r.a.)
- - (-)
3363 (1)- İmran b. Husayn bildiriyor: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bir yolculuktayken ashabıyla birlikte
[-Sahihtir-]
Diğer tahric: Buhari 1/447 (344), Müslim 1/474 (682), Nesai
1/258 (623) ve Beyhaki (2/217) rivayet ettiler.
3364 (2)- İmran b. Husayn anlatıyor: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ile bir yolculuktaydık.
[-Sahihtir-]
Diğer tahric: İbn Huzeyme (994) ve İbn Hibban (1461) rivayet
ettiler.
3365 (3)- İmran b. Husayn der ki: "Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile bir yolculuk sırasında
[-Sahihtir-]
3366 (4)- İmran b. Husayn bildiriyor: Bir yolculuk sırasında
Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabıyla birlikte güneş doğana
kadar uyuyakalıp
[-Sahihtir-]
3367 (5)- İmran b. Husayn anlatıyor: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ile birlikte bir yolculuktaydık. Gecenin sonuna doğru bir
yerde mola vermişken öyle tatlı bir uyku uyuduk ki yolcu kişi için daha tatlısı
olamazdı. Ancak
Yola çıktık, ancak çok fazla gitmeden Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bir yerde konakladı. Su isteyip abdest aldı. Ezan okununca da
Müslümanlara namazı kıldırdı. Namazdan kalkınca bir adamın kenarda durduğunu ve
cemaatle namaza katılmadığını gördü. Ona: ''Ey filan! Neden diğerleriyle
birlikte namaza katılmadmV diye sorunca, adam: "Ey Allah'ın Resulü! Cünup
oldum, su da yok" karşılığını verdi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): ''Toprakla teyemmüm et, senin için yeterli olur.'' buyurdu.
Sonrasında tekrar yola koyulduk. İnsanlar suyun azlığından
yana şikayette bulununca Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir yerde
konakladı. Hz. Ali ile filan kişiyi -ravi Ebu Reca bunun ismini vermişken, ravi
Avf ismini unutmuştur- çağırdı ve: "Gidin bize su araymr buyurdu. Aramaya
gittiklerinde devesine binmiş, devenin her iki yanında bir matara veya bir
tulum su bulunan bir kadınla karşılaştılar. Ona: "Su kaynağı nerede?"
diye sorduklarında, kadın: "Dün bu vakitlerde suyu doldurmuştum.
Erkeklerimiz olmadığı için de doldurmaya ben çıktım" karşılığını verdi.
Ona: "O zaman bizimle gel!" dediklerinde, kadın:
"Nereye?" diye sordu. Onlar: "Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında" dediler. Kadın: "şu
atalarının dininden çıktığı (Sabii olduğu) söylenen kişinin yanına mı?"
diye sorunca, onlar: "Evet, kastettiğin kişinin yanına gideceğiz"
dediler.
Kadını alıp Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
yanına getirdiler ve olanları anlattılar. Sonrasında kadını devesinden
indirdiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir kap istedi ve
mataraların veya tulumların ağzından o kab'a su boşalttı. Ağızlarını geri
kapatıp alt deliklerini açtı ve: "Su için ve kaplarınızı da
doldurun!" diye bir çağrı yapıldı. Sonra dileyen su içti, dileyen de
kaplarını doldurdu. En son cünup olduğunu söyleyen kişiye bir kap su verdi ve
ona: ''Git ve bu suyu Üzerine dök buyurdu. Kadın da öyle durmuş suyuna ne
yapıldığını seyrediyordu. Allah'a yemin olsun ki su alma işi bittiğinde,
tulumlar bize eskisinden de daha dolu gibi geliyordu. Sonra Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kadına bir şeyler toplayın'' buyurdu. Bunun
üzerine kimisi hurma, kimisi un, kimisi sevik getirdi. Bu şekilde kadına bolca
yiyecek toplandı. Toplanan yiyecekleri bir torbaya doldurdular. Kadını da
deveye bindirip bu yiyecek torbasını önüne koydular. Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) kadına:
''Vallahi senin suyundan bir şey eksiltmiş değiliz, zira
Allah bizlere su içirdi'' buyurdu.
Kadın yola düşüp ailesinin yanına geldi. Geç geldiği için de
ailesi ona: "Ey filan! Neden geç geldin?" diye sordular. Kadın:
"İlginç bir şey oldu. Karşılaştığım iki adam beni atalarının dininden
çıktığı söylenen adamın yanına götürdüler. O da suyumu şöyle şöyle yaptı"
diyerek olanları anlattı. Sonra işaret parmağı ile orta parmağını birleştirip
gökle yeri işaret ederek: "Vallahi ya şu iki arasında ondan daha büyücüsü
yok ya da gerçekten o Allah'ın Resulü" dedi. Daha sonraları Müslümanlar bu
kadının bulunduğu kabilenin çevresindeki müşrik kabilelere akınlar düzenler,
ancak onun kabilesine dokunmazlardı. Bir gün kadın kabilesine: "Gördüğüm
kadarıyla Müslümanlar kasıtlı olarak sizlere dokunmuyorlar. Müslüman olmaya ne
dersiniz?" deyince sözünü dinlediler ve İslam'a girdiler.
[-Sahihtir-]
Diğer tahric: Buhari 1/447 (344) ve Müslim 1/474 (682)
rivayet ettiler.
2. Ebu Katade
- - (-)
3368 (1)- Abdullah b. Rebah, Ebu Katade'den bildiriyor:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile bir yolculuktayken: ''Yarına kadar
su bulamazsanız susuz kalacaksınızlı buyurdu. Bunun üzerine insanlar suya
yetişmek için hızlandılar. Ben ise Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
birlikte kaldım. Bir ara bineği üzerindeyken Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) uyku bastırdı. Bineği üzerinden düşecek gibi oldu. Onu desteklediğimde
doğrulup düzeldi. Bir ara yine düşecek kadar yana yatınca bir daha destekledim.
Yerinde doğrulunca: "Kim o?'' diye sordu. "Ebu Katade" cevabını
verdim. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ne zamandan beri
peşimdesin?'' diye sorunca, ben: "Geceden beri" dedim. Bunun üzerine
Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Resulünü koruduğun gibi Allah da
seni korusun'' buyurdu. Sonra: ''Mola mı versek?'' dedi ve bir ağaca doğru
yöneldi.
Ağacın altında konakladığımızda bana: ''Kimseleri görüyor
musun?'' diye sordu. Ben: "İşte bir binekli geldi, iki tane oldu, üç
oldu" diyerek yedinci kişi gelene kadar saydım. Geldiklerinde: ''Dikkat
edin de
Sonrasında bineğine binince biz de bindik ve yola koyulduk.
Kendi aramızda birbirimize: "Namaz konusunda kusur işledik" derken
Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ne konuşuyorsunuz? şayet dünyanız
ile ilgili bir şeyse sizi ilgilendirir. Ancak dininiz ile ilgili bir şey ise
benimle paylaşın'' buyurdu. Biz: "Ey Allah'ın Resulü! Namaz konusunda
kusur ettik" dediğimizde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Uykudayken kusur olmaz. Asıl kusur uyanıkken yapılır. Öyle bir şeyolduğu
zaman diğer gün kendi vaktinde onu (kaza olarak) kılın'' buyurdu.
Sonra: ''Diğerleri sizce ne yapıyor?'' diye sorunca, biz:
"Dün bize bu gün için suyu bulamamamız halinde susuz kalacağımızı
söylemiştin. Onlar su aramaya çıktılar" dedik. Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ise şöyle buyurdu: ''Sabah olunca onlar beni aralarında
göremediler ve birbirlerine: ''Resulullah önden gidip suyu buldu'' demeye
başladılar. İçlerinde Ebu Bekr ve Ömer de var. İkisi: ''Ey insanlar! Resulullah
sizleri geride bırakıp da suya sizden önce gidecek değildir'' dediler. şayet
Ebu Bekr ile Ömer'in sözünü dinlerlerse doğru yolu bulurlar. '' Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) son cümlesini üç defa tekrarladı.
Abdullah b. Rebah der ki: "Merkez camiinde ben bu
hadisi rivayet ederken İmran b. Husayn beni duydu. "Sen kimsin?" diye
sorunca, ben: "Abdullah b. Rebah el-Ensari'yim" karşılığını verdim.
İmran: "Buradakiler kendi yaşadıklarını iyi biliyorlar. Ondan dolayı ne
diyeceğine dikkat et. Zira o gecede bulunan yedi kişiden biri de bendim"
dedi. Hadisi bitirdiğimde ona: "Bu hadisi benden başka aklında tutan
kişilerin olduğunu düşünmüyordum" dedim.
Hammad der ki: Bu hadisi Humeyd et-Tavil, Bekr b. Abdullah
elMüzeni'den, o da Abdullah b. Rebah'tan, o da Ebu Katade'den aynısını şu
ziyadeyle rivayet etti: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
[-Sahihtir-]
Diğer tahric: Tahavi, Şerh Meani'l-Asar'da (1/401) ve Hakim
(1/445)
3369 (2)-Z Başka bir kanalla Ebu Katade'den bir öncekinin
aynısı bildirilmiştir.
[-Sahihtir-]
3370 (3)-Z Başka bir kanalla Ebu Katade'den bir öncekinin
aynısı bildirilmiştir.
[-Sahihtir-]
3371 (4)- Abdullah b. Rebah, Ebu Katade'den bildiriyor:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile yolculuklarından birindeyken
uykudan dolayı bir ara bineği üzerinde olan Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) düşecek gibi oldu. Elimle onu desteklediğimde uyandı ve tekrar yolana
devam etti. Giderken bir ara yine düşecek gibi oldu. Yine elimle
desteklediğimde kendine gelip uyandı ve yola devam etti. Çok geçmedi bir daha
düşecek gibi oldu. Elimle desteklediğimde kendine geldi ve: ''Ebu Katade! Sen
misin?'' diye sordu. "Ey Allah'ın Resulü! Benim" dedim. Bunun üzerine
Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Gece boyu bizi koruduğun gibi
Allah da seni korusun '' buyurdu. Sonra: ''Gördüğüm kadarıyla sana da zahmet
vermişiz. Yoldan çık da dinlenelim'' buyurdu. Bu şekilde yoldan çıktık.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) devesini çöktürdü. Her birimiz
çöktürdüğü bineğinin ayağına yaslanarak uykuya daldık. Uyandığımızda güneş
doğmuştu. "-
Abdullah b. Rebah der ki: Ebu Katade, uyanırken kerkenez
kuşunun sesini de duyduklarını zikretti ve şöyle devam etti: Uyandığımızda:
"Ey Allah'ın Resulü! Helak olduk! Namazı kaçırdık!" dedim. Allah
Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Helak olmadınız! Namazı da
kaçırmadınız. Zira uyanık olan namazı kaçırır.'' buyurdu ve: ''Su var mı?''
diye sordu. İçinde su bulunan bir tulum veya matara getirdim. Resulullah
(sollollohu oleyhi veıellern) ondan abdest aldıktan sonra bana geri verdi.
İçinde hala su vardı. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu
kalan suyu sakla, zira önemli bir şeye sebep olacak'' buyurdu. Sonra Bilal'a
emir vererek ezan okundu. İki rekat sünnet namazı kıldıktan sonra yerini
değiştirdi. Emriyle Bilal kameti getirdi ve bize
Bir ara Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Şayet
Ebu Bekr ile Ömer'in sözünü dinlerlerse zahmetten kurtulmuşı doğrusunu yapmış
olurlar. Onları dinlemezlerse de muvaffak alamayacaklardır'' buyurdu. Ebu Bekr
ile Ömer de
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mataranın
getirilmesini söyledi. Daha sonra bir kap istedi. Tastan büyük, kaseden küçük
bir kap getidiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu kabı koltuk
altına koydu, sonra elindeki küçük kaba büyüğünden su dökerek dağıtmaya
başladı. Bu şekilde orada su içmeyen hiç kimse kalmadı. Sonra Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''Henüz içmeyen var mlV diye seslendi. Bana matarayı geri
verdiğinde içinde hala baştaki kadar su vardı.
Abdullah b. Rebah der ki: Katade'ye: "O gün kaç
kişiydiniz?" diye sorduğumuzda, Ebu Katade: "Ebu Bekr ile Ömer'in
yanında seksen kişi vardı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında
olan bizler ise on iki kişiydik" karşılığını verdi.ı
[-Sahihtir-]
Heysemi (1796) der ki: "Hadisi Ahmed b. Hanbel rivayet
etmiş olup ravileri Sahih'in ravileridirler."
3372 (5)- Ebu Katade bildiriyor: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ile birlikte bir yolculuktaydık. Bir
''Uyuyakalıp namazı kaçırmanızdan endişe ediyorum'' buyurdu
ve: ''Bizi namaza kim uyandırırV diye sordu. Bilal: "Ey Allah'ın Resulü!
Ben uyandırırım" dedi. Bunun üzerine uyumaya koyulduk. Bilal da sırtını
devesine yasladı, fakat uykusu ağır basıp o da uyudu. Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) uyandığında güneş görünmüştü. ''Ey Bilal! Hani bizi
uyandıracaktın?'' diye sorunca, Bilal: "Ey Allah'ın Resulü! Seni hakla
gönderene yemin olsun ki daha önce hiç böylesine uykum gelmemişti" dedi.
Allah Resulü de (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah dilediği zaman ruhunuzu
alır, dilediği zaman da size onu geri verir.'' buyurdu. Daha sonra Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) emredince herkes ihtiyacını gördü ve abdestini
aldı. Güneş iyice yükselince de
[-Sahihtir-]
Diğer tahric: Buhari (595, 7471), Ebu Davud (439-440) ve
Nesai (2/105) rivayet ettiler.
3373 (6)- Ebu Katade bildiriyor: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ile ashabı (uyuyakalıp namazı kaçırdıklarında) kalkıp namazı
kıldıktan sonra Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara: ''Bu şekilde
namazı kaçırdığınız zaman diğer gün onu kendi vaktinde kılın'' buyurdu.
[-Sahihtir-]
Diğer tahric: İbn Huzeyme 2/96 (990) rivayet etti.
3362 (l)'de tekrar etmiştir.
3. Abdullah b. Mes'ud (r.a.)
- - (-)
3374 (1)- İbn Mes'ud bildiriyor: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)
''Namaza kaldırma işini kim üstlenir?'' diye sordu. Bilal:
"Ben yaparım" dedi. Allalı Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Sen uyursun!'' buyurunca, Bilal: "Hayır, uyumam" dedi. Ancak Bilal
da uyudu ve ancak güneş doğduktan sonra uyanıldı. Önce filan kişi, sonra filan
kişi sonra da Ömer uyandı. Ömer: "Yüksek sesle konuşun (ki Resulullah
uyansın)" deyince, Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) uyandı ve:
''Normal vaktinde kılıyormuşsunuz gibi kılın'' buyurdu. Herkes namazı kıldıktan
sonra da: ''Uyuyakalan veya unutarak namazı kılamayan kişi bu şekilde kılsın''
buyurdu.
[-Sahihtir-]
Diğer tahric: Ebu Davud (1/170) rivayet etti.
3375 (2)- Abdullah b. Mes'ud der ki: Hudeybiye dönüşünde
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Sabah namazına bizi kim kaldırır?''
diye sordu. Kalktım ve: "Ben kaldırırım" dedim. Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''Sen uyursun'' buyurdu ve bir daha: ''Sabah namazına bizi
kim kaldırır?'' diye sordu. Yine kalktım ve: "Ben kaldırırım" dedim.
Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aynı şeyi birkaç defa daha sordu.
Her defasında ben kalkıp: "Ey Allah'ın Resulü! Ben kaldırırım"
deyince, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Peki sen kaldır.''
buyurdu. Herkes uykuya dalınca ben onları bekledim. Sabaha yakın Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ''Sen uyursun'' sözü gerçekleşti ve ben de
uyudum. Bizi uyandıran da güneşin sırtımıza vuran sıcağı oldu. Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) kalktığında her zamanki gibi abdestini aldı ve sabahın iki
rekatlık sünnetini kıldı. Sonra bize
Daha sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
devesi ile diğerlerinin develeri dağılıp gittiler. İnsanlar develeri aramaya
çıktı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in devesi dışında da diğer
bütün develer bulunup getirildi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana:
''Şu tarafa git '' buyurdu. Dediği tarafa gittiğimde devenin yularının bir
ağaca dolandığını ve onu ancak bir insan elinin çözebileceğini gördüm. Deveyi
alıp Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e geldim ve: "Ey Allah'ın
Resulül Seni hakla peygamber olarak gönderene yemin olsun ki devenin yularının
bir ağaca dolandığını ve onu ancak bir insan elinin çözebileceğini gördüm"
dedim. O yolculuk sırasında da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e Fetih
Suresi nazil oldu.
[-Sahihtir-]
Heysemi, Mecmau'z-Zevaid'de (1/318, 319) der ki:
"Hadisi Ahmed, Bezzar, Taberani, M. el-Kebir'de ve kısa bir metinle de Ebu
Ya'la rivayet ettiler. İsnadında ömrünün son zamanlarında karıştırmaya başlayan
Abdurrahman b. Abdullah el-Mes'udi vardır."
3376 (3)- Abdullah (b. Mes'ud) der ki: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte bir yolculuğumuzda
Bu Hadis Hasendir.
Diğer tahric: Taberani, M. el-Kebir'de (10349) ve İbn Hibban
(1580) rivayet ettiler.
3377 (4)- Abdullah b. Mes'ud bildiriyor: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte Hudeybiye dönüşünde kumluk bir yerde
konakladık. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Sabah namazına bizi kim
kaldırır?'' diye sorunca, Bilal: "Ben kaldırırım" dedi. Ancak Allah
Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sen de uyursun'' buyurdu,
Sonrasında herkes uykuya daldı ve ancak güneş doğduktan sonra uyanabildiler.
İlk önce içlerinden filan, filan ve Ömer'in de bulunduğu bir topluluk uyandı. Birbirimize:
"Konuşun da Resulullah sesimize uyansın"
dediğimizde Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de uyandı ve: ''Namaz
için her zaman yaptığınızı şimdi de yapın'' buyurdu. Dediği gibi yaptık ve
abdest alıp
O yolculuk sırasında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in devesi kayboldu.
Aramaya çıktığımda devenin yularının bir ağaca takılmış
olduğunu gördüm. Onu alıp Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e getirdim.
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mutlu bir şekilde devesine bindi. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e vahiy geldiği zaman sıkıntıya girer, halinden
biz bunu anlardık. Bir ara bizden ayrılıp geride durdu. Giysisiyle başını
kapattı. Sıkıntıya girdiğini gördüğümüzde kendisine vahiy nazil olduğunu
anladık. Yanımıza geldiğinde Fetih Suresi'nin kendisine nazil olduğunu
bildirdi.
Bu Hadis Hasendir.
Diğer tahric: Ebu Davud (447) rivayet etti.
24909 (l)'de tekrar edecektir.
4. Amr b. Umeyye ed-Damri
- - (-)
3378 (1)- Amr b. Umeyye ed-Damri der ki: "Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte yolculuklarından birindeydik.
[-Sahihtir-]
Diğer tahric: Ebu Davud (444) rivayet etti.
3379 (2)- Amr b. Umeyye ed-Damri der ki: "Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte yolculuklarından birindeydik.
[-Sahihtir-]
5. İbn Abbas (r.a.)
- - (-)
3380- İbn Abbas der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) bir yolculuğu sırasında gecenin sonuna doğru mola verip uyudu.
Uyandığında güneş doğmuştu. Uyandıktan sonra emredince Bilal ezanı okudu.
Ezandan sonra da
[Zayıf]
Heysemi, Mecmau'z-Zevaid'de (1/321) der ki: "Hadisi
Ahmed b. Hanbel, Ebu Ya'la, Bezzar ve el-Mu'cemu'l-Evsat'ta Taberani rivayet
etmiştir. Hadisi Ahmed b. Hanbel, Yezid b. Ebi Ziyad kanalıyla, ismi
zikredilmeyen bir ravi vasıtasıyla İbn Abbas'tan rivayet ederken, Ebu Ya'la,
Bezzar ve Taberani, Yezid b. Ebi Ziyad kanalıyla Temim b. Seleme-Mesruk-İbn
Abbas zinciriyle nakletmişlerdir. Ebu Ya'la'nın ravileri güvenilir ravilerdir."
6. Ebu Hureyre (r.a.)
- - (-)
3381- Ebu Hureyre der ki: Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) ile bir
[-Sahihtir-]
7. Cubayr b. Mut'im (r.a.)
- - (-)
3382- Nafi' b. Cubeyr b. Mut'im, babasından bildiriyor:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir yolculuğunda: ''Uyuyakalıp
[-Sahihtir-]
Diğer tahric: Müslim, mesacid 1/471 (680), Ebu Davud, salat
1/120 (447), Nesai, mevakit 1/298 (624) ve İbn Mace, salat 1/227 (697) rivayet
ettiler.
8. Zn Mihmar
- - (-)
3383- Yezid b, Sulayh, Habeşli biri olan ve Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hizmetinde bulunan Zu Mihmer'den bildiriyor:
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile bir yolculuktaydık. Azığımız az olduğu
için yola düşünce hızlı bir şekilde gitmeye başladı. Biri: "Ey Allah'ın
Resulü! İnsanlar çok geride kaldı!" deyince, Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yanındakilerle birlikte beklemeye koyuldu. Bir süre sonra
hepsi bir araya gelince: ''Biraz dinlenip uyumaya ne dersiniz?'' diye sordu.
Veya biri ona mola vermeyi teklif edince hep birlikte mola verdiler. Allah
Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): '' (Uyuyakalıp
''Dikkat et de sözünde durmayanlardan olma!'' buyurdu,
Resulullahlın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) devesi ile benim devenin
yularlarından tuttum ve fazla uzak sayılmayacak bir yere götürüp onları kendi
hallerine bıraktım. Oturup onları izlerken gözlerim uykuya yenik düştü. Ancak
yüzüme vuran güneşin ışığıyla kendime gelip uyandım. Sağıma soluma baktığımda
develerin benden fazla uzaklaşmadıklarını gördüm. Peygamberimizin (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) devesi ile benim devenin yularlarından tutup diğerlerinden
ilk adamın yanına geldim. Onu uyandırıp: "Namazı kıldınız mı?" diye
sorduğumda, adam: "Hayır!" dedi. Herkes birbirini uyandırmaya
başladı. Sonunda Peygamberimiz de (Sallallahu aleyhi ve Sellem) uyandı ve: ''Ey
Bilal! Matarada su var mı?'' diye sordu. Bilal: "Allah beni sana feda
kılsın! Evet, var" dedi.
Bilal su getirince, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) abdest aldı. Ancak o kadar az su kullandı ki toprak bile ıslanmadı.
Sonra emredince Bilal ezanı okudu. Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
kalkıpacele etmeden